Hilmi YAVUZ h.yavuz@zaman.com.tr
Türk-İslam tasavvufunun büyük adlarından biri, Aziz Mahmud Hüdayi hakkında geçen yıl (20-22 Mayıs 2005) Üsküdar Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Sempozyum’a sunulan bildiriler iki ciltte toplanarak yayımlandı.
Editörlüğünü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın yaptığı bu iki ciltlik eserin, I. cildinin giriş bölümünde, Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır’ın ‘Sunuş’undan sonra Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın ‘Açılış Konuşması’ yer alıyor. Hemen belirteyim: Prof. Dr. Yılmaz’ın ilk basımı 1982 yılında yapılmış olan ‘Aziz Mahmud Hüdayi: Hayatı, Eserleri Tarikatı’ (3. basım, Erkam Yayınları, 1990) adlı bir çalışması var. Dolayısıyla, sempozyumun ve bildirilerin toplandığı kitabın editörlüğünün, Aziz Mahmud Hüdayi konusunda ehil bir uzmana teslim edilmiş olduğu anlaşılıyor. Prof. Dr. Yılmaz’ın, ayrıca, Hüdayi’nin iki risalesini de (‘İlm ü Amel’ ve ‘Seyr u Süluk’), 1988 yılında yayımladığını da biliyoruz.
Prof. Yılmaz, ‘Açılış Konuşması’nda Aziz Mahmud Hüdayi’nin tıpkı İmam Gazzali ve Hacı Bayram Veli gibi, medreseden tasavvufa yöneldiğini ve tasavvufa asıl sülukunun Üftade Hazretleri’ne intisabından sonra gerçekleştiğini kaydediyor; Aziz Mahmud Hüdayi’nin, Bayrami-Celveti ‘yolu’nun açılmasındaki etkin ve belirleyici konumunun ona büyük bir saygınlık kazandırdığını, özellikle Osmanlı sultanları nezdinde büyük nüfuz sahibi olduğunu belirtiyor; Evliya Çelebi’nin, Aziz Mahmud Hüdayi’den sözederken ‘yedi padişah dest-i şeriflerini bus etti’ [‘yedi padişah onun elini öptü’] dediğini aktarıyor; III. Murad, I. Ahmed ve II. Osman’ın rüyalarını ona tabir ettirdiklerini ve o tabir uyarınca davrandıklarını da bildiriyor.
Aziz Mahmud Hüdayi hakkında yazılmış eserlerden söz açılmışken Ziver Tezeren’in 1984’te kendi yayını olarak yayımladığı o çok değerli çalışmayı anmak bir değerbilirlik olacaktır: ‘Seyyid Aziz Mahmud Hüdayi: I. Hayatı, Şahsiyeti, Tarikatı ve Eserleri’. (Bu kitabın II. cildi, ‘Seyyid Aziz Mahmud Hüdayi Divanı’ adıyla, 1985 yılında yayımlanmıştır. Tezeren’in bu iki ciltten oluşan çalışması, bazı değişiklikler ve elbette kısaltmalarla, bu defa Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Türk Büyükleri Dizisi’nde ‘Aziz Mahmud Hüdayi’ adıyla, 1987 yılında yeniden basılacaktır.)
Aziz Mahmud Hüdayi’nin, sempozyumda da ayrı bir bölümde ele alındığı gibi, ‘edebi ve kültürel’ bir yönü de var. Doç. Dr. Ömür Ceylan, Hüdayi’nin, ‘Yunus takipçileri arasında özgün bir edebi kişiliğe sahip şairlerin önde gelenlerinden’ olduğunu bildiriyor; Yard. Doç. Dr. Mustafa Güneş de, ‘Anadolu’da Yunus Emre ile başlayan Tasavvufi Türk edebiyatının gelişip devam etmesinde önemli kilometre taşlarından birisi[nin] de XVII. Yüzyıl şairi Aziz Mahmud Hüdayi’ olduğunu belirtiyor.
Sözü Tanpınar’la, onun ‘Beş Şehir’inden alıntıladığım şu cümlelerle bağlayayım: ‘Ben, Aziz Mahmud Hüdayi Efendi’yi Sultan Ahmed Camii’nin temelleri arasında tahayyül ediyordum. Zaman zaman benim için oradan çıkar ve hiçbir hikmetin teselli etmeyeceği bir hüzün ile sevdiğim beytini tekrarlar: ‘Günler gelip geçmektedir/ Kuşlar gibi uçmaktadır.’