Gözümüzün nûru, kalbimizin sürûru ve hidâyetimizin en feyizli kaynağı, mukaddes kitabımız Kur’ân-ı Kerim’e karşı cahiliye karanlığında kalmış bahtsız ve nasipsiz bir münkirin yaptığı saldırıyı ve İslam ve insanlık karşıtı bu saldırının sözde fikir özgürlüğü adı altında gerçekleşmesine zemin hazırlayan İsveç yetkililerini telin ediyoruz.
İnsanlığın kurtuluş rehberi ve mânâ güneşi olan Kitabullâh, dün câhiliye karanlıklarına gömülmüş korkunç kan gölü hâlindeki bedevîlik çöllerini nasıl nûrlu medeniyet bahçelerine dönüştürmüşse, bugün de meşum hadisedeki gibi düşmanlık, kavga ve cinâyetlerle dolu zulüm bataklıklarını yüce dinimizin kardeşliğinin huzûr ve muhabbet iklîmine çevirecek, kâfirler istemese de Allah nûrunu tamamlayacaktır.